Aslında üzerinde çok konuşmanın, tartışmanın gereksiz olduğunu düşündüğüm bir konu olsa da, en azından sektöre girmeyi düşünen genç arkadaşlara yardımcı olması açısından yıllardır aklımda olan ama bir türlü tembelliğimi atıp da yazmadığım bu konuda yazmak istedim. Bunda biraz da sosyal medyada sık sık bu konuyu ısıtıp ısıtıp gündeme sokan ve açıkçası beni kızdıran arkadaşların da payı var diyebilirim, kendilerine de beni teşvik ettikleri için teşekkürü borç bilirim.

Bu konuda yazacaklarım tamamen kendi fikrim olup, bana katılıp katılmamakta tamamen özgürsünüz. Ama yine de 20 yıldır sektörde mühendis, lider, yönetici, şirket ortağı rolleri kapsamında alaylısı, diplomalısı, en iyi ya da en kötü diyebileceğiniz üniversitelerden mezun olan herhalde binlerce değil de yüzlerce insanla çalıştığım için, bu konuda otorite olmasam da biraz bilgim ve fikrim olduğunu söyleyebilirim.

[!NOT]
Yazıda, Bilgisayar Mühendisliği gördüğünüzde tüm bilgisayar bilimleri ile ilgili olan bölümleri(Yazılım,Bilişim,…) kast ediyorum.

TL;DR;

  • Sizi en iyi yapacak kriter, bu işi severek yapın, çok iyi temellere sahip olun, çok pratik yapın, sürekli öğrenmeyi benimseyin. Ya ben web programlama yapıyorum neden Bilgisayar Ağları, Kriptografi gibi alakasız konuları öğreneyim demeyin, ileride iş hayatınızda çok faydasını görürsünüz. Bu arada iyi İngilizce öğrenmeyi unutmayın.
  • Bilgisayar bilimleri sadece web, database, mobil development ile sınırlı değil, çok fazla alan var ve temelleri öğrenmenin size her alanda katkısı var.
  • Eğer kazanabiliyorsanız ve bu mesleği seviyorsanız, Bilgisayar Mühendisliği alanında iyi bir üniversiteden iyi bir eğitim alıp, temelleri güçlü bir şekilde mezun olun.
  • Bu işi seviyorsanız, iyi bir üniversitenin örnek Boğaziçi Çevre Mühendisliği mezunu olup bu alana girmektense, vasat bir üniversitenin Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun olun, severek yaparsanız, zaten temel bir bilgisayar bilimleri alacaksınız onun üstüne daha iyi seviyeye gelmeniz çok zor olmaz.
  • Alaylı ve bu alanı çok seviyorsanız, bilgisayar bilimlerinin temellerini mutlaka öğrenin, siz iyi olduktan sonra rekabet gitgide artsa da kapılar eninde sonunda açılacaktır.
  • Bilgisayar Mühendisliği mezunu olmak artık gereksiz 3-5 ayda yazılımcı olup parayı götürürüm diyenlere inanmayın, iş bulsanız bile AI önce sizin işinizi elinizden alacaktır unutmayın. AI konusunda yaşanan gelişmeler artık bir süre sonra sadece en iyilerin bu işten ekmek yemeye devam edeceğini yavaştan gösteriyor gibi. Bu yüzden en iyisi olmak için, öğrenin, zor problemleri çözün, ufkunuzu genişletin, aranan kişi siz olun.

Benim Hikayem

Konuya tamamen tarafsız bir göz ile baksam da, kişisel reklama girmeden kendi hakkımda kısa bir bilgi vermek gerekli düşünüyorum çünkü okuyanlar mutlaka yazanın arka planına göre bir değerlendirme yapacaklardır diye tahmin ediyorum.

2001 yılında o zamana göre fena sayılmayacak bir puan (210 puan almıştım, sıralamam sanırım ülke genelinde ilk 10000 içinde idi) ile, ortalama bir üniversitenin (Kocaeli Üniversitesi), o zamana göre iyi bir bölümü olan Bilgisayar Mühendisliğini kazandım ve 2006 yılında da mezun oldum. İyi bir bölüm dememin sebebi ise, o zaman ülke çapında yüksek talep gören ve şimdiki gibi her köşe başında olmadığından genelde üniversitelerin en yüksek puanlı öğrencilerini alan bölümüydü. Girdiğim puan ile birçok tıp fakültesi, iyi sayılabilecek ve daha köklü ODTÜ, İTÜ, YTÜ gibi üniversitelerin de bilgisayar değil ama başka mühendislik bölümlerini kazanabilecek bir puanım vardı ama bilgisayarlara merakımdan dolayı sadece ve sadece bu bölümü tercih ettim ve ilk 2 tercihim olmasa da 3 oldu ve burada okuyup mezun oldum. Bu arada ilk 2 tercih İstanbul, 3 numara da Anadolu yakasında oturduğum bölgeye yakınlığından Kocaeli olmuştu.

Eğitim hayatımda genelde başarılı bir öğrenciydim, sınavlara hazırlanırken de gittiğim dershanede oldukça iyi yapıyordum, deneme sınavlarında genelde birinci oluyordum ve beklentim, İstanbul’da Boğaziçi olmasa da en azından İTÜ kazanmaktı ama sınavda, sayısal bölümde neredeyse full yapmama rağmen normalde 5-6 net çıkardığım biyoloji tarafında tamı tamına 0 yaptığım için hayallerim suya düştü. Kazanıp kayıt olduktan ve eğitime başladıktan bir süre sonra bunu kendime dert ettim, benim aslında daha iyi bir yeri kazanmam gerekiyordu diye düşünüyordum ve ciddi ciddi tekrar sınava girip daha iyi bir üniversitede aynı bölümü okumaya dair planlar yapmaya başlamıştım.

Bir süre sonra okula, projelere daldıktan ve hep hayalim olan bu meslekte, bölümde okumaya öğrenmeye başladıktan sonra öğrenmenin, bir şeyler ortaya çıkarmanın hazzı daha ağır bastığından olsa gerek, tekrar sınava girip farklı üniversiteye geçme isteğim kayboldu. Geri dönüp baktığımda da, iyi ki böyle olmuş diyorum sebebine daha sonra tekrar değineceğim.

Bilgisayar Mühendisliği Bana Ne Kattı, Ne Katmadı?

Birinci sene İngilizce hazırlık ile geçti sonrasında ise asıl öğrenim hayatı başladı. Okuduğum üniversite belki en iyi üniversitelerden biri değildi fakat sektör ile içli dışlı hocaların sayesinde teorisini biraz zayıf da olsa öğretildikten sonra daha çok proje ağırlıklı bir eğitim hayatı geçirdim diyebilirim. Bol bol farklı konularda güzel projeler yaptık, daha çok yazılım, ama bunun yanında az da olsa donanım ile de alakalı projeler(dönem projem, RF ile kablosuz çalışan client-server haberleşme sistemi idi, bitirme ise bir web tabanlı bir uygulama), yapıp okul hayatını bitirdim.

Tabi bunun yanında bilgisayar bilimlerinin temeli oluşturan çok farklı konularda dersler oluyor, algoritmalar, veri tabanı sistemleri, bilgisayar ağları, mantıksal tasarım,yapay zeka, sinyal işleme, işletim sistemleri, sistem programlama konuları gibi konularda temelleri öğrenecek şekilde bir eğitim aldım diyebilirim.

Bana kattıklarını düşününce aklıma gelen şeyler şunlar, çok detaylı düşünmedim ama ilk gelenleri yazıyorum.

Bana kattıklarının özeti,

  • İngilizce hazırlık görmem iyi oldu, bölüm İngilizce eğitim vermiyordu bundan dolayı iyi bir temel oldu diyebilirim çünkü İngilizcem iyi değildi.
  • Proje derslerde bize bol bol pratik ödev, proje vermeleri oldukça faydalı oldu, farklı konularda, programlama dillerinde güzel bir pratik bilgi edindim.
  • Devre tasarımı, sistem programlama gibi normalde piyasada çok kullanılmayan konuları bilgisayarın temellerini anlamama yardımcı olduğu için ben çok sevmiştim.
  • Üniversitede okumak, edindiğiniz arkadaşlıklar, çevre gibi konular uzun vadede çevreniz için faydalı oluyor

Bana katmadıklarının özeti,

  • Bölüm tamamen İngilizce olsa iyi olurdu, çünkü bu açığı kapatmak için kendim ek çaba göstermek zorunda kaldım.
  • Bilgisayar bilimlerinin temellerini daha iyi ve detaylı almak isterdim, bizim bölüm teori konusunda zayıftı. Minix işletim sistemi bir üniversitede işletim sistemleri dersinde konuyu pekiştirmek için yazıldı biliyor muydunuz?
  • Daha iyi bir çevre edinmek isterdim, köklü üniversitelerin en büyük farklarından birinin bu olduğunu düşünüyorum, mezunları daha çok iletişim halinde ve birbirini destekliyor.
  • Pratik bir çok proje yapsak da, bana CSS ile Div nasıl ortalanır gibi şeyleri üniversite öğretmedi. Böyle bir beklentim de yoktu, bazı arkadaşlarının bu konuda fazla takıntılı olduğundan belirtmek istedim.

Bilgisayar Mühendisliğinde Neler Öğretiliyor?

Yukarıda genel olarak kendi üzerimden üniversite hayatımda neler öğrenmiştim bahsettim ama biraz daha düzenli olarak, bilgisayar bilimleri/yazılım/mühendisliği gibi bölümlerde neler öğretiliyor onu listelemek istedim. Liste Üniversiteler arası farklılık içerebilir ama temel olarak benzer şeyler öğretiliyor diyebilirim. Listeyi MIT kataloğundan aldım, isterseniz Standford, ya da ODTÜ ye de göz atabilirsiniz.

  • Programming & Software Engineering
  • Programming Languages
  • Theoretical Computer Science
  • Security & Cryptography
  • Computer Systems
  • Computer Architecture
  • Circuits & Applications
  • Energy
  • Electromagnetics, Photonics, and Quantum
  • Nanoelectronics & Nanotechnology
  • Signal Processing
  • Control
  • Optimization & Engineering Mathematics
  • Communications
  • Probability & Statistics
  • Inference
  • Machine Learning
  • Artificial Intelligence
  • Robotics
  • Graphics
  • Human-Computer Interaction & Society
  • Computational Biology
  • Biomedical & Health
  • Vision
  • Natural Language Processing & Speech

Aşağı yukarı ufak tefek farklılıklar olsa da genel olarak öğretilen konular bunlar diye özetleyebiliriz. Tabi üniversiteden üniversiteye bu konuların öğretimindeki derinlik, yapılan projeler kısacası eğitimin kalitesi değişecektir.

Bilgisayar Mühendisliği Mezunu Ne İş Yapar?

Bilgisayar/yazılım gibi bölümlerden mezunlar piyasada farklı ülkelerde daha farklı iş olanaklarına sahip olsa da genel olarak dünyada ağırlıklı Web, Mobile Development, Applicaton Development alanında çalışıyorlar. Bunun yanına farklı çok fazla alan da bulunuyor ama ülkeye göre burada çalışma olanakları değişkenlik gösteriyor.

  • Web Development
  • Backend Development
  • Game Development
  • Cyber Security
  • Network Engineering
  • System Development (Compilers, OS, Drivers..)
  • Embedded Software Development
  • Performance Engineering
  • Hardware Development
  • Devops
  • Business Analysis
  • Project Management
  • Tester

Ülkemizde genelde bilgisayar mühendisliği mezunları sadece, web/mobil/database uygulamaları geliştiriyor gibi görünse de yukarıdaki listeden de anlaşılacağı gibi çalışma alanı çok daha fazla. Evet işlerin çoğunluğu Web/Mobil/Database alanlarında olabilir ama ülkemizde gittikçe gelişen savunma sanayi, siber güvenlik, gömülü yazılım geliştirme alanlarında da çok fazla sayıda insan istihdam ediliyor.

Temelleri Öğrenmenin Ne Gibi Faydalı Var?

Şimdi yukarıdaki alanların en klasik olanlarından, Web Development yapıyorsunuz diyelim, klasik anlamda size verilen görevlerden biri veri tabanında bulunan verileri listeleyecek ve arama/filtreleme yeteneğine sahip bir sayfa geliştirip listelemek bunu hem arayüz olarak hem de arka tarafta çalışacak servisinden tutun veri tabanı tasarımına kadar siz yapacaksınız. Bunu yaparken şöyle bir yol izledik diyelim.

  • Veri tabanında bulunması gereken verileri içeren bir tablo oluşturduk
  • İlgili verileri çekecek bir servis hazırladık
  • Arayüz tarafında gelen verileri listeleyip gösterecek bir tablo koyduk

Buraya kadar herhalde akış herkese tanıdık gelmiştir. Peki bunlar yeterli mi? Çok farklı ülkelerden binlerce hatta milyonlarca insanın bu uygulamayı kullandığını düşünelim. Hesaba katmadığımız şeylerden ilk aklıma gelenler

  • 10000 kayıt için hızlı çalışan bu listeleme sayfası 1.000.000.000 kayıt içinde hızlı çalışacak mı?
  • Sistemi aynı anda 10 kullanıcı ile hızlı çalıştırabiliyoruz fakat sistem aynı anda 10000 kullanıcı ile stabil ve hızlı çalışacak mı?
  • Bu sayfanın erişimi için bir güvenlik mekanizması var mı? Kötü niyetli birisi sisteme sızıp veri çalabilir mi?
  • Bu uygulamayı internete açtık diyelim, bağlantı hızı yavaş olan kişiler hızlı şekilde görecek mi? Caching var mı?
  • Uygulamayı dağıtıma hazırladık, en kötü senaryoda ne kadar bellek tüketecek?

Biraz abarttığımı düşünebilirsiniz ama dünya çapında kullanılacak hızlı, az hatalı, stabil ürünler yapmak için bunlar düşünmeniz gerekenlerden sadece birkaç tanesi, aslında uygulamasına göre çok daha fazla madde işin içine girebilir. Eğer bir prototip ya da kullan at gibi bir uygulama geliştiriyorsanız, bunları dikkate almadan da çalışan bir uygulama ortaya çıkarabilirsiniz ama hedefiniz ya da projeniz yukarıdaki gibi uzun vadeli kaliteli bir ürün geliştirmek ise basit bir sayfa oluşturup veri tabanından çekip göstermek kesinlikle yetmeyecektir.

Peki bilgisayar mühendisliği eğitiminde iyi bir temel eğitim aldığınız diyelim size ek olarak bunları düşünmenize yardımcı olacak aşağıdaki bilgilere sahip olabilirsiniz.

  • Veri tabanı dersinde örnek olarak nasıl bir tasarım yapmanız gerektiğini nelere dikkat etmeniz gerektiğini öğrenebilirsiniz
  • Algoritmalar dersinde Tree, Hash tarzında algoritmaları öğrenip index mantığına hakim olabilirsiniz. Bunu bilerek hangi alandan arama filtreleme yapılacaksa ona göre bir index oluşturabilirsiniz.
  • İşletim sistemleri ya da paralel programlama derslerinde multi-threading, race-condition gibi konuları öğrenip bu sayfayı aynı anda çok fazla kullanıcı kullanırsa problem oluşur mu, birbirlerinin verilerini ezerler mi gibi konularda fikir yürütecek temellere sahip olabilirsiniz.
  • Bilgisayar ağları konusunda TCP protokolü, el sıkışma sürecini bilip, dışarıdan çağırdığınız bir servis varsa belki HTTP keep-alive yöntemi ile el sıkışma sürecini atlatıp performansını arttırabilirsiniz.

Bu gibi konularda bilgisayar bilimlerinin temellerini bilmenin faydalarını gösteren o kadar çok fazla örnek sayabilirim ki. Bunları tamamen kişisel deneyimlerimden çıkarıyorum.

Kendimden Örnek

Daha yeni başıma gelen bir örnekten bahsedeyim. 1-2 hafta önce bir yurt dışındaki bir müşteri ile POC çalışması yapıyoruz ve versiyon güncellemesi yapacağız. İnternet erişimi verdiklerini ilettiler, gidip güncelleme komutunu çalıştırdık, bazı servisleri docker hub üzerinden imaj olarak alıyoruz, güncelleme sırasında şöyle bir hata çıktı.

Error response from daemon: Get “https://registry-1.docker.io/v2/”: tls: failed to verify certificate: x509: certificate signed by unknown authority

Tekrar sordum müşteri tarafındaki arkadaşlara ama internet bağlantısının ilgili adreslere verdiğini söylüyorlar. Hata mesajına daha dikkatli bakınca bizim internet çıkışımızda araya giren Firewall, IDS, IPS gibi bir güvenlik sisteminin sertifikayı değiştirdiğini düşünmeye başladım. Çünkü HTTPS ve TLS protokolünde sertifika doğrulama sürecin bir parçası siz bağlantı isteği yaptığınızda size cevap olarak gelen sertifika bilgisayarınızda bulunan Trusted sertifikalar ile doğrulanıp sonrasında işleme devam edebiliyor.

Yani ben docker ile güncelleme yapmaya çalıştığımda bana gelen sertifika aslında docker aracının güvendiği sertifika ile aynı değil ondan işlemi yarıda kesiyor. Hemen teorimi doğrulamak için şunu yaptım

openssl s_client -showcerts -connect registry.hub.docker.com:443

Yukarıdaki komutu başarılı güncelleme yapabildiğim kendi bilgisayarımda çalıştırdım sonuç aşağıdaki gibi geldi

...
...
0FE6/V1dN2RMfjCyVSRCnTawXZwXgWHxyvkQAiSr6w10kY17RSlQOYiypok1JR4U
akcjMS9cmvqtmg5iUaQqqcT5NJ0hGA==
-----END CERTIFICATE-----
---
Server certificate
subject=CN=*.docker.com
issuer=C=US, O=Amazon, CN=Amazon RSA 2048 M02
---
No client certificate CA names sent
Peer signing digest: SHA256
Peer signature type: RSA-PSS
Server Temp Key: X25519, 253 bits
---
...
...

Yukarıda bulunan çıktıda Issuer kısmını not aldım ve aynı komutu müşteri ortamında çalıştırıp sonucu karşılaştırdım. Düzgün çalışan sistemde bu sertifika Amazon tarafından imzalanmış ama müşteri tarafına baktığımda ise cevap Palo Alto olarak geliyordu. Bu da tezimi doğrulamış oldu bir güvenlik aracı araya girip sertifikayı güvenlik sebebiyle değiştirdiği için işlem başarısız oluyordu. Bunu müşteriye gösterince hemen durumu anladılar ve ilgili güvenlik aracında konfigürasyonu düzeltip işlemi yapabildik.

Eğer bilgisayar bilimleri eğitiminizde Cryptography dersi aldıysanız bu ders kapsamında asenkron şifreleme, dijital imza gibi konuları öğrenebilirsiniz. Benim gibi bunu okulda dersini almamış ama sonradan da kendi çabanız ile öğrenmiş olabilirsiniz. Ama bu temelin nasıl işlediğine hakim iseniz bu sorunu çözmeniz fikir yürütmeniz ile çok hızlı ve nokta atışı olacaktır. Diğer şekilde internet üzerinde arama yapıp, deneme yanılma ile sorunu çözmeye çalışabilirsiniz ama bu çok daha uzun ve verimsiz olabilir.

Yani iyi bir bilgisayar bilimleri temeline sahip olmak bu alanda size oldukça avantaj sağlayacaktır, hem sorun çözmenizde hem de geliştirdiğiniz sistemlerde, çalıştığınız alanlarda kesinlikle katkı sağlayacaktır. Bunu tamamen kendi yaşadığım, çalıştığım ekiplerdeki projelerdeki arkadaşlarımın, karşılaştığım sorunları geliştirdiğimiz sistemleri düşünerek söylüyorum, bundan emin olabilirsiniz.

Üniversite Okumadan Bunlar Öğrenilemez Mi?

Kısa cevap, tabi ki öğrenilebilir, yukarıdaki bahsedilen konular ile alakalı yüzlerce, binlerce kitap, video ve materyal artık günümüzde internet ortamında ulaşılabilir halde. Hatta Standford, MIT gibi dünyanın sayılı üniversitelerin dersleri online ve ücretsiz olarak mevcut. Bilgiye erişim hiç olmadığı kadar kolay fakat yukarıdaki konuları öğrenmek, bunlarla ilgili proje, araştırma yapmak neredeyse bilgisayar bilimlerini okumak kadar uzun sürebilir, ciddi bir disiplin ve azim gerektirir hatta yıllarınızı alabilir. Size yutturulmaya çalışılan 3 ayda yazılımcı olun palavrasına inanmayın. Ben bunun eğitimini almama ve 20 senedir sektörün içinde olmama rağmen hala öğrenme sürecim bitmedi.

Tabi bu konuda formal bir eğitim almanın bazı avantajları da var, örneğin yukarıdaki gibi öğrenme azmini ve disiplinini kendinde bulamayanlar için size daha yapısal ve birazda zorlama ile temelleri öğretecektir. Bunun dışında daha önce bahsettiğim gibi, üniversite size iyi bir dil eğitimi, bir çevre ve sosyal ortamda verebilir. Bilgisayar bilimlerinin hangi alanında çalışırsanız çalışın, teknik ve bilimsel yeteneklerin yanında sosyal yeteneklere sahip olmanız da çok çok önemli.

Mühendis Oldum, Tüm Kapılar Bana Açılır Mı?

İlk mezun olduğumda bu duygu biraz bende de olmuş olabilir çok hatırlamıyorum, ama yeni ve özellikle iyi üniversitelerden mezun arkadaşların bazılarında tamam bundan sonra olay bitti, ben süperim, artık istediğim her işte çalışırım çok iyi paralar kazanırım duygusuna kapılabiliyor. Bu tarz bir düşünceyi kötü olarak da yorumlamıyorum, genç insanlar daha iş hayatına atılmadan, gerçek bir tecrübe edinmeden böyle beklentilere sahip olabilir, ama tabi iş hayatına atılınca, farklı insanlar, farklı firmalar, hatta farklı ülkelerde çalışınca gerçeğin öyle olmadığını anlıyorsunuz.

Öncelikle iyi bir eğitim almak, mümkünse iyi temellere sahip olmak size iş bulmada avantaj sağlayacak, iş hayatında ise daha kaliteli işler, daha stabil, performanslı, az hatalı sistemler üretmeye olanak sağlayacaktır. Ama okulda öğretilen temellerin üstüne bu alanda hayat boyu öğrenmeniz gereken şeyler devam edecek çünkü çok dinamik ve gelişen bir sektör. Bana inanmayan buradan kontrol edebilir :)

Dolayısıyla işinize olan tutkunuz, öğrenme , kendinizi sürekli geliştirme azminiz bu alanda size en çok katkı sağlayacak şeylerden birisi, yoksa ben üniversiteden mezun oldum bundan sonra elimi kıpırdatmadan kariyer basamaklarını tırmanırım, çok iyi yerlere gelirim maalesef sadece hayal olarak kalabilir, en iyi ihtimalle vasat bir mühendis olarak kalabilirsiniz.(Bu arada herkesin süper bir mühendis olmasına da gerek yok, piyasanın sadece verilen işi yapacak, üzerine bir şey katmayacak mühendislere de ihtiyacı var)

Kendi tecrübelerimden örnek verecek olur isem, vasat bir üniversiteden mezun olan biri olarak, mesleğe ve bu alana olan ilgim ve tutkum 20 sene olmasına rağmen hala devam ediyor. Herhalde bundan dolayı olsa gerek, ilk çalışmaya başladığımdan itibaren hem yurt içi hem yurt dışı çalışma hayatımda, projelerde hep önemli görevler ve roller aldım, genelde danışılan kişi ben oldum.

Geçmişte çalıştığım uluslararası bir firmada 30+ kişilik ve çoğunlukla yurt dışına proje yaptığımız bir ekibin yöneticisiydim. Ekipte sayılı üniversitelerin (ODTÜ, İTÜ, Sabancı, Boğaziçi) bilgisayar mühendisliği bölümü mezunu arkadaşlar da, vasat üniversitelerin bilgisayar mühendisliği mezunları da, alakasız başka mühendislik bölümlerinden gelen arkadaşlar da vardı. Mesela Boğaziçi Bilgisayar mezunu bir arkadaş harika işler yaparken, farklı bir Boğaziçi Bilgisayar mezunu, hatta Türkiye derecesi yapmış bir arkadaş ise, teknik alanda çalışma isteğinin olmamasından ve kendisine proje bulamadığımızdan dolayı işten ayrılmak durumunda kalmıştı. Yoksa arkadaşın çok yüksek bir kapasitesi ve potansiyeli olduğundan emindim ama bunu doğru kanalize edemedikten, yaptığınız işi sevip üzerine koyamadıktan sonra sizi bir yere kadar getirip sonrasında iş size kalıyor.

Diğer yandan alan dışı bir mühendislik bölümü mezunu olup harika işler yapan arkadaşlarla da çalıştım, onlar da genelde eksiklerinin farkında olup kendi çabalarıyla bunları kapatmış eksik oldukları konuları öğrenmiş ve bununla da kalmayıp daha ileriye gitmiş arkadaşlardı.

Özetle, bilgisayar mühendisliği mezunu olmak güzel, iyi bir eğitim almak bu alanlarda gerekli donanım ile piyasaya çıkmak güzel. Fakat bu alanda öğrenme isteğiniz, yaptığınız işe sevginiz, iyi işler çıkarmaya olan tutkunuz yoksa bırakın ODTÜ, İTÜ, Boğaziçi değil Ivy League mezunu olsanız da bir süre sonra vasata bağlarsınız.

Alaylıyım Ne Yapmalıyım?

Benim en sevdiğim ve saygı duyduğum ve birlikte çalışmaktan hoşlandığım arkadaşlar hep bu işi çok seven, tutkuysa yapan, sünger gibi tüm bilgiyi emip öğrenmeye çalışan arkadaşlar oldu. Çok yetenekli alan dışı, hatta hiç üniversite mezunu bile olmayan arkadaşlarla çalıştım. Ortak olarak gördüğüm özellik öğrenme istekleri, azimleri ve işe olan tutkuları.

Eğer siz de bu alanda severek çalışmayı çok istiyorsanız, bildiğiniz gibi öğrenmek için kaynak sonsuz denecek kadar çok, mezunların belki temel bilgi olarak biraz arkasından geleceksiniz ama azimli ve disiplinli olduktan sonra kapanmayacak bir fark değil, sadece bunun 3-5 ayda olacağını söyleyenlere kanmayın ve uzun ve yıllar alacak bir yolculuğa hazır olun. Hala bu alanda yetkin, işini çok iyi bilen takım arkadaşlarına çok ihtiyaç var, siz gerekli yetkinliğe sahipseniz mutlaka iyi bir yere gelebilirsiniz.

Yukarıda daha üniversite ilk giriş senemde tekrar sınava girip üniversite değiştirmeyi düşündüğümü ve sonra bu fikirden vazgeçip bunu neden iyi ki yapmadığımı anlatacağımı söylemiştim. Sebebine gelecek olursak, çalışma hayatımda, çok daha iyi üniversitelerden mezun arkadaşlarla da çalıştım ama hiç kendi mezuniyetimin eksikliğini hissetmedim, çünkü çok daha fazlasını bana mesleğe olan tutkum, öğrenme isteğim vermişti, ve çoğunlukla bu beni onların önüne geçirdi. Bu yüzden alaylı da olsanız, bu işi severek yaptıktan ve kaliteli iş ortaya koyduktan sonra mutlaka karşılığını alırsınız.

Birde gözünüzü seveyim ana motivasyonunuz para olmasın, inanın bu iş sizi zengin etmeyecek, bir süre sonra da bu eziyete katlanılır mı diye düşüneceksiniz, sevilmeden uzun süre yapılacak bir iş değil.


<
Previous Post
Protokol Günlükleri - TFTP ve Gariplikleri
>
Blog Archive
Archive of all previous blog posts